BATMAN-KURİKİ HÖYÜK KAZILARI
Kuriki Höyük, Batman ilinin Merkez ilçesine bağlı Oymataş köyüne ulaşılabilir, Türkiye'nin önemli petrol sahası olan Batı Raman Dağı'nın kayıtlı olduğu, Batman Çayı'nın Dicle Nehri'ne kavuştuğu alanda yer almaktadır. Geçmişi günümüzde altı bin yıl öncesine dayanan Kuriki Höyük yaklaşık 250x100 metre ölçülerinde doğu-batı eksininde uzanan iki küçük höyükten oluşmaktadır (Kuriki Höyük 1 ve 2). İlk kez 1988 yılında Fırat ve Dicle Arkeolojik dönüşüm projesi kapsamında, Dicle Nehri üzerinde kültürel yüzey araştırmaları sırasında ziyaret edilmiştir. Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralı (HES) Projesi etki alanında kalan kültür varlıklarının belgelenmesi ve kurtarılması amacıyla yapılan çalışmalar kapsamında 2009 yılında başlayan kazı ve belgeleme çalışmaları, Batman Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Doç. Dr. Elif Genç'in tavsiye danışmanlığında, 2016 yılına kadar sekiz sezon devam etmiştir. Yapılan kazılar sonucu Geç Kalkolitik Dönemden MS 1. binyılın başlangıcına kadar farklı dönemler uygulandı. Alanda belgelenen ilk yerleşim Kuriki Höyük 1'de açığa çıkarılmıştır. MÖ 4. binyılın başlangıcı (Geç Kalkolitik Dönem) kadar eskiye giden bu ilk yerleşim tabakaları MÖ 3. binyılın başlangıcına kadar sürmüştür. Uzun bir aradan sonra, MÖ 1. binyıldan MS ilk yüzyıllara kadar alan yeniden iskân edilmiştir. Kuriki Höyük 2, MÖ 2. binyılın ikinci yarısında ve MÖ 1. binyılın dönemlerinde MS ilk yüzyıllara kadar iskân görülmüştür.
Geç Kalkolitik Dönemde, dörtgen veya birleşik planlı, taş parçalı, kerpiç duvarlı ve sıkıştırılmış toprak tabanlı küçük detaylar yapıları ortaya çıkarılmıştır. Bu döneme ait silolardan birinde ele geçen 100 kg'a yakın, karbonlaşmış mercimek, buğday ve arpa kalıntılarının yerleşimi ve bölgedeki besin ekonomisine ışık tutması açısından önemlidir. Dönemin baskın seramik grubu bitki katkılı saman yüzlü/ saman yüzlü kaplar ve mineral katkılı kaplar/ taşçık katkılı mal 'dır. Ayrıca, içerisinde Geç Uruk kültürlerini yansıtan bazı formlar yer almaktadır.
Erken Tunç Çağı'na geçiş evresi olan, MÖ 4. bin yılın sonları ile 3. bin yılın başlarındaki zayıf mimari yapı kalıntıları ve bu yapılarla çağdaş olduğu düşünülen 5-6 aylık bir bebeğe ait sanduka mezarı ile birkaç çukur açığa çıkarılmıştır. Geç Kalkolitik Dönemin saman yüzlü kapları sayısı azalırken, mineral katkılı kaplar çoğalmıştır. Az sayıdaki ince parçalı Ninive V tipi seramikler yeni bir grup olarak ortaya çıkıyor.
Kuriki Höyük 2'de Nuzi malları tipinde bir kaç boyalı kap parçası, Mitanni/Orta Assur tipi yayvan ve bölümler çanaklar ve bazı metal buluntular yerleşimin zayıf olan Geç Tunç Çağı'na ait verileri temsil etmektedir.
MÖ 11. yy'ın ilk bölgedeki Orta Assur hakimiyetinin sona ermesi ile bölgedeki siyasi bir dağılmanın sonucu Erken Demir Çağ'da , diğer yerleşimlerde olduğu gibi, konar göçer yaşımın seyri görülüyor. MÖ 12-10. yüzyıllarda Kuzey Batı İran ve Kafkasya'dan Doğu Anadolu'da Fırat Nehri'ne kadar Yukarı Dicle Vadisi de dahil olmak üzere geniş bir çoğunluğu alana yayılmış ve MÖ 8. yüzyıla kadar kullanılmış olan el yapımı, ağız kenarı yivli ve/veya yumru bezemeli kaplar / yivli eşya yoğun şekilde görülür. Orta Demir Çağı / Yeni Assur Dönemi yazılı belgelerinden, Assur'un bölgedeki askeri ve idari merkezlerini, Dicle Nehri yakınında mevcut olan daha erken yerleşimlerin üzerinde kurulduğu, yeniden yapılandırılan bölgesel kalelerin ve tarım köylerinin büyük bir artış gösterdiği görülüyor. Kuriki Höyük de bu tanıyan uyan köyler arasındadır. Güvence durumu yerel çanaklar ve boyunlu çömlekler gibi seramiklerle beraber Erken Demir Çağ seramikleri de kullanım görmeye devam etmektedir. Yeni Assur Dönemi doğrusal üsluplu silindir mühürleri, MÖ 7. yüzyıla tarihlenen yay biçimli ve üçgen biçimli iki tunç fibula ve bölge kültü ile bağlantılı, İştar veya Astarte ile ilgili olan açık kadın tasvirli toprak plaka bu önemli döngüsel ekipmanlar mevcuttur. MÖ 612'de Assur İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından Geç Demir Çağ başlatılır. Siyasi iktidarın değiştiği ya da bölgedeki yeni bir siyasi iktidarın şeklinde yorumlanan bu bölgede Assur geleneklerinin devam ettiği görülüyor. Dönemin sonlarına doğru ortaya çıkan kırmızı üçgen boyalı seramikler/ Triangle Ware yeni bir kültür etkisi haberidir. Bölgede kesin olarak bir Akhamenid yerleşiminden söz edilemese de Kuriki Höyük, Greamer ve Çemialo Sırtı gibi yerleşimlerde, özellikle mezarlardan, ele geçen Akhamenid Dönemi yaşamına, Akhamenidler'in bir süreliğine de olsa buraya geldiklerini gösterir. Kuriki Höyük'te bulunan burç başlı sürme çubukları ve sürme serbestliği, yılan başlı tunç takılar, kırmızı üçgen boyalı seramikler, omphaloslu Akhamenid kaseler gibi örnekler kanıtlanmaktadır.
Atık çukurlarında bulunan toprak oluşumunun başı, balık tabağı, iğ biçimli unguentarium ve amfora gibi buluntular ise yerleşimdeki Hellenistik Dönem izlerini yansıtıyor. MÖ 2.-1.yy yerleşiminde, höyüğün en üst yerleşimli konumlanmış olan ana bina ve depo odalarından oluşan iki büyük yapı görülür. Batman Çayı ile Dicle Nehri'nin birleştiği noktayı çok iyi bir şekilde inşa eden iki yapısı da var. Yapılar muhtemelen MÖ 3. yy'da Hellenistik/Seleukos Dönemi'nde inşa edilmiş, Part Dönemi'nden MS 1. binin ilk yüzyıllara kadar kullanılmış ve MS 4. yy'ın ilk yarısından sonra terk edilmiş olmalıdır. Bu yapılar, nehirleri görebilen veya denetleyebilen bir tür karakol, istasyon veya han olarak kullanılabilir.
Mezarlık düzeni güney yamacındadır. MÖ 1. binyılın ikinci yarısından tarihlenen, taş sanduka, basit toprak ve çukur mezar tiplerinde 63 mezar ve 72 kişi açığa çıkarılmıştır. Mezarlar genellikle tek kişilerin insanlarından ancak taş sanduka mezarların bazılarını birden fazla kişi için kullanılır. Gün yüzü işaretlenmiş ölü hediyeleri mezarlığın Roma Dönemi'nin tüm dek kapsamı gösterilmiştir.
Kuriki Höyük'te Petrol Ürünleri'nin (Bitüm) Kullanımı
İnsanlığın petrol akışının sürdürülmesi Yakın Doğu coğrafyasında günümüzden 70 bin yıl öncesine dayanıyor. Yeraltının derinliklerinden doğal oluşumlara ulaşan petrol sızıntıları bitüm örtüleri oluşturur. Tektonik arz Orta Doğu petrol sahasının devamı olan ve alanın kuzeybatı ucunda yer alan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sayılı petrol sızıntısı dengesine sahiptir. Bu sızıntılar Neolitik Dönemden bölgedeki konutlar tarafından kullanıldı. Yerel petrol sızıntılarından faydalanan eski yerleşimlerden biri de Kuriki Höyük'tür. Kuriki Höyük'te ortaya çıkan bitümlü örnekler bütün yerleşim tabakalarından ele geçmiştir. Dört bin yıl gibi uzun bir süre boyunca petrol ürünlerinden faydalanan Kuriki Höyük sakinleri bitimizin daha çok su ürünleri özelliğinden faydalanmıştır. Kalkolitik Dönemde fırınlarda ısıtıp kaplar içinde hazırladıkları karışımlarla kamış sepetleri, seramik kapları; Demir Çağı'nda evlerin tabanlarını, belki de çatıları ve tekneleri su geçirmez hale getirmişler, bunun yanı sıra sıra kırılan kapları ve geleneksel üretimleri tamir etmek için bitümün düğüm özelliğinden yararlanmışlardır.